İmgelerle kurduğumuz ilişki ilk çağlardaki mağara resimlerine kadar dayanmaktadır. Resimler özellikle insanların okuma yazma bilmediği dönemde iletişim için kurdukları başlıca yol olmuştur. İncilin herkes tarafından okunamadığı dönemde incilin emirleri kilise duvarlarına yapılan resimlerle anlatılmıştır. Uygarlık tarihi boyunca resimle iletişim kurmak, duyguları ifade etmek, algı operasyonları yapmak insanlara daha kolay gelmiştir. Resim sanatının gelişmesi de bu durumla ilgilidir. Görsel iletişim insan için yaşamsal öneme sahiptir. Çağdaş yaşamda karmaşık bilgiler hızlı algılanabilir görüntülere ve işaretlere dönüşmüştür. Günümüzde rastlamamamızın imkânsız olduğu reklam, trafik levhaları ve işaretler bize sürekli komutlar verir ve davranışlarımıza yön verir. Çevremizdeki sayısız imgeler gibi resim sanatının da insanın bilinçaltı üzerinde göz ardı edilemeyecek bir etkisi vardır. Resim sanatı insanın iç dünyasındaki gizli duyguları harekete geçirebilir, fark etmesini sağlayabilir. İnsan psikolojisi üzerinde terapi görevi görebilir veya insanı saldırganlığa itebilir. Bu etkinin sadece renkler ile olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Renkler kadar çizgilerinde insanın bilinçaltı üzerinde etkisi vardır. Sürrealizmi duymuşsunuzdur. İnsanın bilinçaltını anlatan resimler yapan akımdır. Peki, ama aslında her resim yapanın bilinçaltını anlatmaz mı? Bu özelliği ile resim psikolojik danışmanlıkta çok kullanılan bir yöntem olmuştur.
Sonuç olarak, insanlık tarihi kadar eski olan resim sanatı, insanın bilinçaltı üzerinde muazzam bir etkiye sahiptir. Çizgiler ve renkler üzerinden insanları etkilen resim sanatı, hayatımıza daha bilinçli adapte edildiğinde bize pek çok olumlu fayda sağlayacaktır. Bu konuda farkındalığımızı arttırmalı ve resim ile daha yakın ilişkiler kurmalıyız.
Comments