top of page
Yazarın fotoğrafıÖzge Kırmızı

Bergama Cp 290 Analitik Etüt Çalışması , Bergama Planlama Tarihi

İçindekiler

7. Bergama Planlama Çalışmaları

7.1. Kentsel Gelişim Süreci

§ 7.1.1. Helenistik ve Roma Dönemi Bergama’nın Kent Formu

§ 7.1.2. Bizans Dönemi ve Bergama’daki Türk İslam Kenti

§ 7.1.3. Bergama’nın 19. Yüzyıl Kent Formu

7.2. Cumhuriyet Dönemi Planlama Süreci

§ 7.2.1. Master Plan Çalışmaları, 1943-1948

§ 7.2.2. Bergama Şehri İmar Plan Raporu 1968

§ 7.2.3. Bergama Tarihi Milli Parkı İmar Planı, 1969

§ 7.2.4. Bergama Revizyon İmar Planı, 1978

§ 7.2.5. Revizyon İmar Planı, 1988

§ 7.2.6. Bergama Revizyon İmar Planı 1995 (1/1000)

§ 7.2.7. Bergama III. Derece Arkeolojik Sit Alanı Koruma Amaçlı İmar Planı 2006 (1/1000)

§ 7.2.8. 6390 Sayılı Kanunun Yürürlüğe Girmesinden Sonraki Planlar

7.1. Kentsel Gelişim Süreci

Bergama’da Helenistik ve Roma Dönemi’nde; ızgara plan üzerinde gelişen Hippodamien yol sistemi ile Ege Bölgesi'ndeki Priene ve Miletos gibi iyi planlanmış kentlere benzer bir kent oluşturma amacıyla, imparatorluk merkezi için sembolik yapıda ideal bir kent oluşturma amacıyla yapılmış. Türklerin 14.yy.’da yerleşmeye başlamasıyla ovada kendi kendine organize olarak gelişen kent örgütlenmesi, ızgara yol sistemi üzerine çarşı, cami ve hamam merkezi etrafında kümelenen mahalleler ile kendi organik akslarını geliştirmiştir.



7.1.1. Helenistik ve Roma Dönemi Kent Formu

Pergamon kenti, M.Ö.133 tarihine kadar süren Helenistik dönemle gelişmeye ve büyümeye başlamış; M.S. 3. yy.'a kadar devam eden Roma dönemi boyunca da planlı, organize bir kent halini almıştır. Bu dönemde kentin büyümesi için Selinos Deresi’ni aşmak gerekliydi. Selinos deresinin üzerine tonozlarla oturtulan kızıl avlu ve inşa edilen üç köprü sayesinde Asklepion’u ovaya bağlayan “Kutsal Yol” tepedeki anakentle ilişkilendirilmiştir. M.S. 1. yy.'da Akropol’den ovaya doğru büyümeye başlayan kent, yeni yapılarla zengin bir görünüm elde etmiştir. Akropolde mevcut olan tapınak büyütülerek “Trajan Tapınağı”, ismini almış, ovada Kızıl Avlu, Roma Tiyatrosu, Amfitiyatro ve Stadyum yapıları inşa edilmiştir. Bu anıtsal yapıların, kentin döneme ait haritası (şekil 7.2.) incelendiğinde planlı olarak yerleştirildiği anlaşılmaktadır. Akropol’deki kentte Helenistik dönemde oluşturulan ızgara plan ile Roma döneminde ovada geliştirilen ızgara plan arasındaki ebatsal farklılık, Selinos üzerindeki köprüler, en yüksek noktadaki Trajan Tapınağı ve tepe yamaçlarındaki Eumenes Kapısı ile birbirine bağlanan bir planlamanın ürünüdür.

Kızıl Avlu ve Stadyum yapıları arasında uzunlamasına devam eden üç aks planlanan yeni kentin ana caddeleridir. Asklepion’dan gelerek Roma Tiyatrosu’na Köprü 3’e giden “Aks 2” bu caddelerle kesişerek Kızıl Avlu yapısının önünde olası Forum yapısına ulaşır ve buradan Köprü 3’e ve oradan da Eumenes Kapısı’na devam ettiği tahmin edilmektedir. “Aks 2” de, “Aks 3” gibi hem Asklepion’u, hem de ovadaki kentin Akropol’deki yerleşimle ilişkilendirilmesini sağlayan akslardır.(şekil 7.2.)

Ovadaki büyümenin son noktası Maltepe Tümülüsü’dür. Roma dönemine tarihlenen bu Tümülüs, ovadaki kentin son noktası olarak Akropol’deki Trajan Tapınağı aksına yerleştirilmiştir.

Bergama kentinde yapılan yüzey araştırmalarıyla birlikte, M.Ö. 3. yy. – M.S. 5. yy. arasında yapılan planlamaya ait birtakım akslarda temel bir değişiklik olmadığı, 14. yy. ve 15.yy.’larda İslam kenti elemanlarının Roma yapıları ve Roma yolları üzerinde oluştuğu kanıtlanmıştır.


7.1.2. Bizans Dönemi ve Türk İslam Kenti

Bizans dönemi Bergama’da 6. yy. ve 13. yy.'lar arası dönemdir. O dönem sıklıkla yaşanan Pers ve Arap akınlarının neden olduğu Anadolu’daki karmaşıklık Bergama’yı da etkilemiştir.

Bergama 11. yy. son çeyreğinden 13. yy. ortalarına dek genellikle sur duvarlarının güçlenmesi ve genişletilmesi için imparatorluk yatırımları ile desteklenmiştir. Bu süreç 14. yy.‘da Türklerin Bergama’yı ele geçirmesiyle sona ermiştir.

Bergama’nın Türklerin eline geçmesiyle kentin eskiden sahip olduğu kimliğin üzerine yeni bir kimlik gelişmeye başlamış ve Türk İslam öğeleri ve Orta Asya Türk Uygarlığının öğelerini içeren bir sentez kimlik oluşmuştur.

Politik bilinçsizlik ve kendi kendini yönetme yokluğu nedeniyle, Müslüman şehirlerinde görülen fiziksel düzensizlik kentin mahalleler oluşturarak gelişmesi şeklinde kendini göstermiştir (Kuban, 1968). Bu mahalleler Kurşunlu Mahallesi, Sofular Mahallesi, Hacı İlyas Mahallesi, Doğancı Mahallesi, İplikçi Yunus Mahallesi, Simian Mahallesi gibi oluşumlarını yansıtan isimler almışlardır. Ortak bir inancı, şeyhi ve dini lideri olan gruplar şeklindeki aşiretlerin her birinin mescidi, mahalledeki toplumsal merkezleri olarak kabul edilmiştir.

1908/1913 tarihli P. Schazmann’ın Bergama’daki Türk mahalleleri haritası, Bergama’nın 20. yy. başındaki bölünmüş yapıya benzer şekilde bir yapıda devam ettiğini göstermektedir. Kentteki bu yapının 15.yy.’da başladığını, 1487 ile 1521 yılları arasında kayıt tutulan vergi ve kazanç defterleri ve tapu kayıtlarında aynı mahalle isimlerine rastlanılması kanıtlamaktadır. Bu çalışmada (Günay, 1999) belirlenen 34 mahalle isminden 24 tanesine P. Schazmann’ın 1908 yılına ait Bergama’daki Türk mahalleleri haritasında da rastlamak mümkündür. (Şekil 7.3.)

Rumlar o dönem Bergama’da yaşayan gayrimüslim sınıfın çoğunluğunu oluşturmaktadır. Bu oran 1487 yılında yüzde 1.45 civarında iken bu oran 19. yy. da 1/5’lere kadar çıkmaktadır. Çoğunluğun Müslüman olmasının yanı sıra gayri-Müslimlerin kendilerine ait mahalle ve ibadethaneleri mevcuttur. Bu bilgilerden hareketle hazırlanan 15. yy. mahallelerini gösteren haritada, mahallelerin çapının 170 ile 210 m. arasındaki halkalarla eşleştiği görülmüştür. (Şekil 7.3.)









7.2. Cumhuriyet Dönemi Planlama Süreci

1943 yılında ilk kez hazırlanan Bergama Koruma İmar Planı’nda aynı kent örgütlenmesi gözlenmesine karşın, 1970 yılı sonrasında ülkede yaşanan ekonomik koşullara bağlı olarak, hızla yapılaşma başlamıştır. Kırsal bölgelerden göç almasının beraberinde getirdiği, hızlı nüfus artışı ile artan taşıt ve yaya trafiğini rahatlatmak amacıyla ovadaki kente birtakım müdahalelerde bulunulmuş, ancak 1990 yılından sonra tarihi doku koruma altına alınarak yapılaşma yasağı getirilmiştir. Bu yapılaşma yasağı kümelenen mahallelerin oluşturduğu organik dokunun ulaşım akslarını tümüyle değiştirdiği için, alışkanlıkların dışında bir güzergâh belirlemiştir. Bergama bugünkü halini Cumhuriyet dönemine kadar doğal eşikler ve yaşam tarzları ile almıştır. Cumhuriyet sonrası planlı döneme geçilmiştir. Ancak Bergama’nın en önemli planlama eksiği 2012 yılına kadar kentin tarihi ve kültürel dokusunun yaşatılmasına yön verecek koruma imar planının olmayışıdır. 2012’de onaylanan koruma amaçlı imar planı ile tabiat varlıklarının korunması ve tarih turizminin etkin hale getirilmesi hedeflenmiştir. 1984 yılında tespit edilen sit alanlarının sınırları ve türleri, çeşitli dönemlerde verilen kararlar sonucu değişmiş ve bugünkü halini almıştır.

7.2.1. Master Plan Çalışmaları, 1943-1948

Bergama’nın ilk mekânsal planları 1940’lı yıllarda hazırlanmıştır. Henüz koruma hukukunun kurumsallaşmadığı ve koruma bilincinin tam olarak yerleşmediği bir dönemde hazırlamalarına rağmen bu planlar, tarihsel kimlik ve mekânsal karakteristiğin korunmasına yönelik kararlarıyla, liberal politikaların ve küresel sermayenin şekillendirdiği, arsa spekülasyonlarının belirleyici olduğu günümüz planlama pratiklerine göre çok daha fazla “korumacı” yaklaşımlar içermektedir.

1943 yılında koruma imar planı adı altında hazırlanan haritada, arkeolojik alanların değerlendirilip, Bergama'nın gelişme ve yayılma yönünün belirlenmesine çalışılmıştır. Bu plana göre kent olduğu gibi korunacak, güney ve güneybatı yönünde yeni gelişme alanları açılacaktır. 1943 koruma imar planı, Bergama’daki kent dokusunun korunması için atılmış en önemli adımdır.

Bergama'nın ilk ana planı 1943 ve 1948 arasında hazırlanmıştır. Rapor, imar planı çalışmalarına yardımcı olmak için hazırlanan, 1940'ların Bergama’sının fiziksel özellikleri ve koruma yaklaşımı hakkında bilgi verdi.

Şehir ile ilgili fiziksel özellikler;

• Yerleşme alanı 36,5 hektar olup, şehrin gelişimi güneybatı yönündedir.

• Sokak genişliği yaklaşık 4,5m idi.

• Konut binaları yaklaşık iki katlıydı.

• İnşaat malzemeleri resmi olarak çoğunlukla taş ve nadiren betondu, diğerlerinde binalar ve taş, kerpiç ve odun kullanarak inşa edilmiştir.

Koruma yaklaşımı, teklif vermek yerine sadece anıtlara vurgu yapıldı. Koruma bölgeleri haritanın lejantında (Şekil 10) görüldüğü gibi tanımlandı. Bakanlıklar arası 1943'te sunulan rapora göre, plan, daha önce bilinen ve taban kalıntıları tahmin edilen alanın arkeolojik potansiyeli için bazı kaygılar gösteriyordu. Ayrıca, Bergama'nın yapı karakterinin korunmasının gerekliliği, tarihi mekân için imar planı çalışmalarının gerekliliği, mevcut ve gelecekteki gelişim için tekliflerin gerekliliği belirtilmiştir.

Günümüzün gelişmiş güney kısmı, 1940'ların planında bir mezarlık ve bir zeytin bahçesi olarak gösterildi.



7.2.2. Bergama Şehri İmar Plan Raporu 1968

1968 tarihli Bergama Şehri İmar Planı Raporunda da yine kentin arkeolojik alan özelliğinin ön plandadır. Asklepıon ve Akropol'ün yanı sıra kent içindeki arkeolojik alanın önemi üzerinde de durulan raporda, bu alanların kazılarak onaya çıkarılması ve korunması gereği vurgulanmaktadır. İmar planında. Asklepıon'dan kente uzanan "kutsal yol" un toprak altından çıkarılarak yayaya ayrılması ve bu yola paralel bir araç yolu açılması, ayrıca Selçuk Mahallesinde evlerin altında kalmış, ama kavisli duvarı toprak üstünde görülen hipodromun kazı yapılarak ortaya çıkarılması gerektiği önerilmektedir.

Planda Kızıl Avlunun alanının 100 x 270 m olduğu bu sınırı ihlal eden yapıların yıkılması gerektiği belirtilmiş ve uygulanmıştır.

Almaca Mahailesinde 319 numaralı yapı adasında yer alan Roma Devri yapı kalıntısı hamam olarak tanımlanmakta, üzerinde yer alan evlerin istimlak edilip arkeolojik saha olarak bırakılması önerilmekledir . Hamam arkeolojik sit olarak ayrılmıştır , 2016 yılında restore edilmiştir.)

Planda geleneksel kent dokusu sınırları içinde Bakırçay'ın (raporda Üçkemer Çayı olarak adlandırılmaktadır) kuzeyindeki yamaç alan "protokol bölgesi" olarak tantmlanmış ve bu alandaki mahalleler, mevcut yapılaşma yoğunluğu dondurulacak ve gelişmesi sınırlandırılacak bölge olarak gösterilmiştir. Yapı adalarının altında Roma va Hellenistlk devirlere ait yapı kalıntıları bulunduğundan bu bölgede yeni yapılara izin verilmemesi, zamanla bu sahanın boşaltılarak arkeolojik kazılanı terk edilmesi öngörülmektedir. Şehrin en yüksek yoğunluğunun da bu alandaki mahallelerde(İslamsaray, Fevzipaşa, Turabey , Barbaros) olduğu belirtilmektedir.

Bergama’nın kuzey, kuzeydoğu, kuzeybatı yönleri arkeolojik alan ile sınırlandırıldığından, güney yönü de birinci derece tarım arazisi olması nedeniyle gelişme bölgeleri olarak önerilmemiştir. İlk gelişme bölgeleri olarak güneyde Yığmaca Tepe. ,batıda Maltepe ve doğuda Gazipaşa Mahallesi arasında kalan alanlar seçilmiştir. En uygun gelişim sahaları olarak izmir'den geliş yönündeki yamaçlar ve yolun iki tarafı önerilmiştir .

Geleneksel konut dokusunda yer alan Barbaros Mahallesindeki bölge "mevcut ticaret merkezini içine alan yerleşim alanı" olarak tanımlanmıştır. Bu bölge, ticaret ve konut fonksiyonlarının bir arada yer aldığı kasabanın en eski yerleşim alanları olarak tanımlanmakla, yeni yapılaşmalarda mevcut yapım kurallarına uyulması ve bölge karakterinin değiştirilmemesi önerilmektedir.

7.2.3. Bergama Tarihi Milli Parkı İmar Planı, 1969

Bergama Tarihi Milli Parkı Master Planı, koruma ve kullanım amacıyla Orman Bakanlığı tarafından ABD Milli Park Hizmetleri işbirliğiyle 1969 yılında hazırlanmıştır. Planın esas amacı, bir milli park olarak Antik Bergama'nın tarihsel ve arkeolojik özelliklerinin korunarak, geliştirilmesi ve yönetimidir. Bu amaç doğrultusunda; farklı koruma durumlarına sahip üç bölge tanımlanmıştır. Ayrıca, milli parkın restorasyon ve bakımı için Venedik Tüzüğü ve 1956'da UNESCO Tavsiyesinin arkeolojik kazılar için uygulamaların ana kılavuzları olarak kabul edilmiştir. Yeni genişlemelere ancak binanın önemli bir parçası olması ve geleneksel doku ve çevre ile uyum sağlaması halinde izin verildi. Park ve bölge sınırlarının büyüklüğü göz önüne alındığında, yeraltı mülkiyeti yaklaşımları ve yapıların karakterinin bakımı, Bergama için bütünsel bir koruma sağlamaktadır. Bununla birlikte, yaşayan bir yerleşim için, arkeolojik potansiyeli dikkate alan yeni kalkınma önerileri tam olarak tanımlanmamıştır.

7.2.4. Bergama Revizyon İmar Planı, 1978

1979 Tarihli Revizyon İmar Planlarında (1/5000, 1/1000) Bergama Belediyesi, özellikle arkeolojik alanlardaki sağlıksız yapılaşmasının önlenmesi, Musalla Mezarlığının yöresindeki gecekondulaşmanın durdurulması istenmiş ve bu bölgedeki halk için önlemler alınmıştır. Fakat yeterli önlem alınamadığı için tepe çevresi zamanla gecekondularla dolmuştur.

7.2.5. Revizyon İmar Planı, 1988

1988 Revizyon İmar Planı, 1983-84 kararlarından sonra kentsel alanlar içerisinden çıkartılan alanlar için hazırlanmıştır. Şehir, kasaba sınırları göz önünde bulundurularak üç bölgeye göre planlanmıştır. Bu bölgeler izin verilmeyen yapılar, mevcut ve gelişmekte olan alanlar ve tarım alanları olarak tanımlanmıştır. Ancak, bu bölgeler kentsel ve arkeolojik alanlarla uyumlu olmadığından dolayı, koruma dışında kalan ve gelişime açılan alanlarda yıkımlara neden olmuştur.

Şekil 7.10. Bergama 1943 İmar Planı


7.2.6. Bergama Revizyon İmar Planı 1995 (1/1000)

Bu planda, eski dokular yok sayılarak yeni yollar ve imar alanları önerilmiş ve birçoğu faaliyete geçirilmiştir. Osmanlı ve Selçuk dönemi tarihi doku neredeyse yok sayılmıştır. Kentin bir çok yerinde eski yıkık Bergama evleri bulunmasına rağmen bunların hiç biri tadilat yapılmamış, yerine yıkılarak yeni bir betonlaşma sürecine girilmiştir. Geleneksel parsel ve yapı düzenine karşıt olan büyük parseller ve çok katlı (4-5 kat) yapılaşmalar önerilmiştir. Bu imar planı kararları doğrultusunda önemli bir cadde kullanıma sunulmuştur (TuğrulBey Mahallesi içerisinde). Bergama da bulunan Akropol’ün kentteki görüntüsü ise bu yapılaşmalarla üzeri kapanmaya başlamıştır. Kentin Akropol’den görünüşü sadece bir siluet şeklindedir ve bu silüete bakıldığında Bergama’nın tarihsel dokusu yeni betonlaşma süreciyle neredeyse yok olmanın eşiğindedir. Kültür Bakanlığı bu duruma koruma planıyla el atmış ancak sadece çok az sayıda yeri bu imar planına müdahale edebilmiştir. Bu duruma bağlı olarak evler, onarım dahi yapılamayan, harap ve özgün yapılar olarak günümüze ulaşmıştır. Kentsel kültür varlıkları envanter çalışmasıyla. Bergama'da harap fakat özgün olarak günümüze ulaşmış önemli sayıda konut olduğu, pekçok konutun enderik değer taşıdığı ortaya konulmuştur


7.2.7. Bergama III. Derece Arkeolojik Sit Alanı Koruma Amaçlı İmar Planı 2006 (1/1000)

Bu planda yer alan kararlara baktığımızda Bergama koruma amaçlı imar planı, III. Derece arkeolojik sit alanını kapsamaktadır. Bu kapsamda uygulanacak her türlü uygulama için Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu’nun 05.11.1999 658 sayılı ilke kararına uyulması gerektiğine karar verilmiştir. Plan kapsamına giren yerler Ertuğrul Mahallesi’nin tamamı, İnkılap Mahallesi’nin bir kısmı, Maltepe ve Turabey Mahallesi’nde bulunan stadyum kısmı yer almaktadır. Bu alanların toplam büyüklüğü 43 hektar alandır. Proje kapsamında bu bölgeler de yapılan arkeolojik kazılarda birçok buluntu elde edilmiş ve bunlar Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma kurulunca 3. derece sit alanı sayılmıştır. Bunun sayesinde yürürlükte olan imar planları durdurulmuştur. Bunun sonucunda 11329 sayılı K.T.V.K.K. kararıyla bu bölgede geçici yapılanma koşulları belirlenmiştir.






7.2.8. 6390 Sayılı Kanunun Yürürlüğe Girmesinden Sonraki Planlar

Planlama alanı ilk olarak 6390 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun yürürlüğe girmesinden sonra İBB’nin yetki alanına dâhil edilmesiyle 16.03.2007 tarihli 1/25000 ölçekli Kentsel Bölge Nazım İmar Planları ile üst ölçekli planlar kapsamına girmiştir. 6390 sayılı kanun kapsamında 2009 20012 ve 2014 yıllarında güncellenmiştir.



496 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page