top of page
Yazarın fotoğrafıÖzge Kırmızı

2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kanunu

Güncelleme tarihi: 1 Mar 2021

2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kanununda , Doğal Sit Alanları dışında, diğer sit alanları türleri için sınırlandırıcı kullanım kararlarını içeren tanımlar uygun görülmediği için yoktur. Bu kavramlar yönetmelik ilke ve kararlarıyla açıklanmıştır. Bu ödevde incelenen tür pekçok özelliği içinde barındıran (örneğin; tarihi, mimari, sanatsal) Kentsel Sit ve Kentsel Sit Alanlarındaki uygulama ve esaslar.


Kentsel Sit Alanlarının Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Kentsel Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkındaki Yönetmelikteki Tanımı şu şekildedir;


‘’ Mimari , mahalli , tarihsel , estetik ve sanat özelliği bulunan ve bir arada bulunmaları ve bir bütün olarak o yerleşmelerin ait oldukları dönemin yaşam biçimini gelecek nesillere aktarmaları sebebiyle teker teker taşıdıkları kıymetten fazla kıymeti olan , kültürel ve tabii çevre elemanlarının birlikte bulundukları alan720 sayılı ilke kararı 3/c ‘’


Sonuç olarak bir alanın ‘’kentsel sit’’ olarak sayılabilinmesi için bir yerin , o yerde bir arada koruma altına alınan değer taşıyan birden fazla eleman (çeşme , duvar , yapı ) içeren kentsel bir dokuya sahip olması gerekiyor. Bu özellikleri sağlayan alandaki kültür varlıkları bir bütün olarak ‘’Kentsel Sit Alanı ‘’ olarak ilan edilmektedir ve buna göre önlemler alınmaktadır.


Kentsel Sit Alanlarında , korumanın esasları 720 sayılı ilke kararı ile belirlenmiştir. Bu ilke kararı kentsel sitin tanımını yapar ve kullanım şartlarının temel ilkelerini şu hükümlerle ayrıntılandırır like that; kentsel sit alanlarındaki imar uygulamalarnın esasları , kentsel sit alanlarındaki denetim kararları ve kentsel sit alanlarındaki koruma amaçlı imar planlarının hazırlanması. Bu hükümler bu alandaki uygulamaları 720 sayılı ilke ve kararlarda topluyor. Kentsel Sit alanlarındaki uygulamaların hayata geçirilebilmesi için öncellikle bir yer kentsel sit alanı ilan edildiğinde imar uygulamaları yapılması için geçiş dönemi koruma esasları ve kullanma şartlarının uygulandığı geçiş dönemi yaşanır ve bu süreçte zorunlu(like that ; sınır düzenlemeleri ) haller dışında imar uygulamaları yapılmaz . Bu işlemler sırasında denetleyici kurum Koruma Bölge Kurullarıdır. Kentsel Sit Alanında yer alan tescilli kültür varlığı yapıların esaslı onarımı için koruma imar planında hazırlanan projenin hayata geçebilmesi için koruma bölge kurulunun onayı gerekmektedir fakat esaslı nitelikte olmayan onarmlarda Koruma Bölge Kurulu’ nun iznine gerek yoktur. Kentsel Sit Alanlarındaki taşınmazlar tescilli eser niteliğinde olsun veya olmasın mülkiyet sahipliği devam etmektedir. Mülkiyet sahipliği devam ettiği sürece onarım ve bakım zorunluluğu hak sahibine yüklenmektedir. Hak sahibinin yapmak istediği müdahaleler için Koruma Bölge Kurulları ve KUDEB’den (Koruma Uygulama ve Denetim Büroları) izin belgesi alması gereklidir 720 sayılı ilke kararı 3/c. . Hak sahibinin yapmak istediği müdahaleler yapının ömrünü uzatıp geleceğe aktarılmasını sağlayacak nitelikteyse , Koruma Bölge Kurulları ve KUDEB talep edilen izin belgesini vermek zorundadır. Koruma Bölge Kurullarının izin verilmesi ile yapılan esaslı onarım ve tadilatların tamamlanmasıyla beraber yapı kullanma ve izin belgesi alınması zorunludur. Bu kullanma izin belgeleri Koruma Bölge Kurulları ve KUDEB tarafından verilebilir 720 sayılı ilke kararı m.3/d. .


Kentsel Sit Alanlarındaki koruma uygulamalarının pekçok kararın bireyin haklarının kısıtlaması sonucu doğurduğundan dolayı bu kararların uygulanması , kararları kentsel sit alanlarındaki hak sahiplerinin benimsemesi ve uygulamak için özveride bulunmasına bağlıdır. Bunun için yapılması gereken , karar alma aşamasında , hak sahiplerinin ilgili meslek odası ve derneklerle bağlantılı şefaf bir şekilde sürdürülmesi gerekmektedir. 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kanun’da katılım ilkesine ilişkin bir düzenleme yer almasa da , yıpranan kültür varlıklarının yenilenmesi amacıyla yapılan 5366 sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkındaki Kanun’da yenileme alanlarındaki yapıların boşaltılması , yıkım ve kamulaştırma süreçlerinde anlaşma esası benimsenerek kısmide olsa katılım sağlanmasının olumlu olduğu belirtilmektedir (H.Gök 2017 p.72) .



Bir sit alanının sınıflandırılmasına bakılmaksızın , sit alanı statüsü kazanmasıyla hukuken alan için geçerli olan tüm planlar geçerliliğini kaybeder. Kurumların sit alanı ilan edilen alanla ilgili yeni planlar yapması zorunluluğu doğar. Daha önceden geçen geçiş süresi , yeni plan yapılana kadar ki süreyi ifade eder. Geçiş sürecinde koruma amaçlı imar planları yapılana kadar ki süreçte geçiş dönemi kuralları geçerlidir. Bu süreçte eleştirilen konulardan biride , geçiş sürecinin ülkemizde bilinçli olarak uzatılması ve Koruma İmar Planının ilan edilmesinin geciktirilmesidir (H.Gök ,2017,p.155) .Bu problemi çözmek için kanunda geçiş dönemleri için süre sınırlaması getirilmesine ragmen başarılı olamamıştır. Bu problemin çözümü için bu süreci uzatan onay sürecini geciktiren üyelerle ilgili yaptırım getilmelidir (H.Gök ,2017,p.155) . Kentsel Sit alalarındaki taşınmaz kültür varlıklarının tek tek tescil ediliğ koruma altına alınmasına ragmen , alan olarak korunması için bu tescilli yapıların içeren bölgenin sit alanı olarak ilan edilmesi önemlidir. Kentsel Sit alanı ilanıyla başlayan bölgesel koruma , o alanda yer alan tüm taşınmazlar , üzerinde tescilli eser olsun veya olmasın koruma kapsamına girmektedir. Kentsel Sit Alanı ilan edilen alanlar için iptal davralarının ilgili kurumlar tarafından titizlikle ve bilimsel veriler ışığında incelenmesi gerekmektedir. Bu konuyla ilgili bir önemli noktada bir alanın kentsel sit alanı ilan edilip geçiş döneminden sonra ilan edilen koruma planlarının ilerdeki yıllar boyunca mecburi bir gerekçe oluşmadıkca değişikliğe uğramadan uzun yıllar uygulanmasına imkan verilmesidir. Kentsel Sit alanları hata diğer tüm sit alanları için bilimsel bir veriye dayanmayan itiraz veya plan bozma kararlarına itibar edilmemesi önemli olmasına ragmen uygulamada bu durum sağlanamamaktadır.


Genel olarak imar planlamalarına baktığımızda baskı amacın kalkınmanın sağlıklı bir şehirleşmenin olduğunu söyleyebiliriz. Baskın olan bu özellik planlarda ayrıcalıklı tutulduğu bilindiğine göre , genel nitelikli imar planlarında korumanın geri planda kalacağı ve bunun da sit alanlarını olumsuz etkileyeceği ortadadır. İmar planları ve koruma planları arasındaki nitelik ve teknik farkları bulunduğu , ileriye ve geriye dönük verilerden yararlanarak ortaya konma gibi ayrımın bulunması planları ayırmaktadır. Bu gibi sebepler koruma amaçlı imar planlarını gerekli ve korunması gerekli alanları gelecek nesillere aktarmak için vazgeçilmez yapmaktadır . Koruma amaçlı imar planları ile kentsel sit alanı olarak Kabul edilen alanların kent içindeki yerinin öneminin belirlenmesi , koruma kavramının imar planında geliştirilmesi , kentsel sit değeri taşıyan çevreye ve oraya ait yerleşmiş halkla birlikte yeni bir fonksiyon verilmesi gibi amaçlara öncelik vermelidir(S. Toka ,1984, p.192) .



References:

1. H.GÖK(2017) , Koruma Alanlarındaki İmar Uygulamaları , İstanbul ;onikilevha yayıncılık 2. Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik

3. 720 sayılı ilke kararları

4. 2863 sayılı Kanun

5. Selen Toka, ‘’Koruma Amaçlı İmar Planlarında ve Tatbikatlarında Sorunlar’’ , Şehirciliğin Son 25 Yılı Semineri , İstanbul , İTÜ Mimarlık Fakültesi Baskı Atölyesi,1984

15 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page